"İz bırakanlar" adlı listeme ilk olarak Thurisaz adlı grubun "Endless" şarkısıyla başlamak istiyorum.
Peki kimdir bu Thurisaz?
Grubun ismi biraz farklı değil mi? Thurisaz, Belçikalı bir metal grubu. Bu grupla lise son sınıftayken bir yazarın aracılığı ile tanışmıştım. Müzik türü olarak metal dinlemekten nefret eden biri olmama rağmen bana kendini öyle bir sevdirdi ki...
Şarkıya geçmeden önce hadi gelin grup üyelerine bir göz atalım..
Tür: Black Metal
Ülke: Belçika
ÜYELER
Mattias Theuwen: Kendisi hem birinci vokal hem de grubun gitaristi. Buradan da anlıyoruz ki hem gitarını konuşturuyor, hem de bizi o güzel sesinden mahrum bırakmıyor. Evet, kendisi efsane bir sese sahip.
Peter Theuwen: Mattias ile kardeş ya da akraba olmaları kuvvetle ihtimal ve en önemlisi Peter da grubun diğer vokali. Demek ki neymiş; genler önemliymiş seste. İkisi de muhteşem seslere sahip ama Peter bir tık daha güzel sanki. Belki de böyle düşünmemin sebebi "Endless"'ı onun seslendiriyor olması.
Kobe Canniere: Klavye Kobe'nin ellerinde. O kadar güzel çalıyor ki hayran olmamak elde değil..
Pepijn de Raeymaecker: Grubun davulcusu. Dinlerken yaşadığı coşkuyu bizlere hissettiriyor gerçekten.
Lars Vereecke: Basçımız. O çalıyorsa sakin kalmanız mümkün değil.
Şimdi gelelim şarkımıza:
Endless... Şüphesiz dinlediklerim arasından bu grubun en sevdiğim parçası. Şarkı 2004- "Scent of A Dream" adlı albümlerinden. Bana göre grup bu albümde harika bir iş çıkarmış.
Grubumuz normalde black metal olarak bilinmesine rağmen bu şarkıda böyle bir şeye rastlamıyoruz ki ilerde de tekrar bahsedeceğim üzere bazı şarkıları da oldukça duygusal ve melankolik. Metal türünü gerçekten sevmeyen biri olarak beni bu gruba bağlayan etkenler girişteki klavye, şarkının sözleri, Peter'ın enfes sesi, arka plandaki her melodinin nostaljik hisler barındırması ve hissettirdiği müthiş duygular.
"Endless" öyle bir şarkı ki; dinlenmeden anlatılması gerçekten çok güç...
O girişteki klavye sesi sanki "sizi birazdan enfes diyarlarda gezdireceğim" diyerek uyarısını en başta veriyor. Uyarmakta haklı, ne diyeyim.
"I was drowning in a dying moment"
"Drowning in her eyes"
"Feeling the wings of faith embracing me"
"So unreal but I could feel"
Bu şarkı, nasıl desem, dinlerken bir yanım korkuyu, bir yanım heyecanı, bir yanım acıyı, bir yanım öfkeyi, bir yanım pişmanlığı ciddi anlamda iliklerimde hissettiriyor. Geçmişe götürüyor, ama bir o kadar da "geleceği düşün" diye fısıldıyor sanki. "Öfkeni yaşa" diyor ama "soğukkanlılığını elden bırakma."
"The yearning to her divine beauty"
"A voice was sounding far away"
"Never dying"
"In the distance heard"
"The wind calls her name"
"My burning flame"
"Endless" ın yeri bende o kadar ayrı ki ilk duyduğumda "kimse öğrenmesin, sadece benim olsun bu şarkı" demiştim. Bu yüzden pek kimselerle paylaşmadım. Nasıl desem, kendimi şanslı hissettim böyle bir şarkıyı bildiğim için. Her dinlediğimde de bir o kadar sıkı sarıldım. Ama daha sonra şuna karar verdim. Bu kadar az bilinen bu grup neden dinlenmesin? Thurisaz, bizimle şarkılarını, yazdıkları sözleri, hislerini paylaşmak, bizlere bir şeyler anlatmak istiyor. Neden kulak vermeyelim onlara? İşte bu yüzden ilk olarak onları yazmak, paylaşmak istedim sizlerle. Umarım beğenir ve kendinizden bir parça bulursunuz.
Şarkımız hemen altta. Şarkıyı mümkünse yalnızken ve gözlerinizi kapatarak dinleyin. Dinledikten sonra yorum yapmayı unutmayın..
Kaynakça: "Band", Thurisaz, son güncelleme 2015, http://thurisaz.be/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder